1 Eylül 2009 Salı

İlk Yardım Eğitimi ve Bilinmesi Gerekenler

GENEL BİLGİLER

İlk Yardım:
Herhangi bir kaza yada yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önlemek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.
İlk Yardımcı:
İlk yardımın tanımında belirtilen amaç doğrultusunda, hasta ya da yaralıya tıbbi araç-gereç aranmaksızın mevcut araç-gereçlerle, sağlık ekibi gelinceye kadar, ilaçsız uygulamaları yapan, en az Temel İlk Yardım Eğitimine katılıp “ilkyardımcı sertifikası” almış kişidir.
İlk Yardımın Öncelikli Amaçları
  • Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak,
  • Hasta ya da yaralının durumunun kötüleşmesini engellemek,
  • İyileştirmeyi kolaylaştırmak..
İlk Yardım Temel Uygulamaları: İlk yardımda temel uygulamalar, Koruma, Bildirme ve Kurtarma (KBK) olarak üçe ayrılmaktadır.
Koruma: Olay yerinde olası tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.
- Olay trafik kazası ise;
  • Kazaya uğrayan araç mümkünse güvenli bir alana alınmalıdır.
  • Olay yeri görünebilir biçimde işaretlenmelidir.
  • Meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.
  • Kazaya uğrayan aracın kontak anahtarı kapatılmalıdır.
  • Arcın yakınında sigara içilmemeli ve içilmesine izin verilmemelidir.
- Olay yerinde gaz varlığı söz konusu ise, patlama ve zehirlenmelerin önlenmesi için;
  • Gaz tüpünün vanası kapatılmalı, ortam havalandırılmalıdır.
  • Kıvılcım oluşturacak ışıklandırma ya da çağrı araçlarının kullanımına izin verilmemelidir.
- Her türlü olayda;
  • Öncelikle olay yeri güvenliği sağlanmalıdır.
  • Olay yeri güvenliği sağlanabiliniyor ise, hasta ya da yaralılar kesinlikle yerlerinden kımıldatılmamalıdır.
  • Hasta ya da yaralılar yaşam bulguları yönünden değerlendirilmelidir.
  • Bilinç kaybı olanlar ile solunum, dolaşım, kanama vb. problemi olan hasta ya da yaralılar belirlenerek, öncelikle müdahale edilmelidir.
  • Kanamalı durumlarda Hepatit B, C, ve HIV/AIDS gibi hastalıklara karşı korunmak için müdahaleden önce mutlaka eldiven giyilmelidir.
Bildirme:Herhangi bir kaza ya da ani bir hastalık durumunda, tıbbi yardım için en hızlı şekilde 112 aranarak haber verilmesidir.Duruma göre itfaiye (110), zehir danışma merkezi (114), emniyet güçleri (Polis-155 / Jandarma-156) de aranabilir.
Tıbbi yardım için 112 arandığında; kesin yer ve adres, olayın tanımı, hasta ya da yaralı sayısı, durumları, arayan kişi, hangi numaradan aradığı, nasıl bir yardım alındığı ya da olay yerindeki olanaklar açıklanmalıdır.
Kurtarma: Olay yerinde hasta yaralılara müdahale; hızlı ancak sakin ve bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Hasta ya da yaralının durumunun değerlendirilmesine bağlı olarak ilk yardım yapılmalıdır. Eğer ilk yardım bilinmiyorsa asla hasta ya da yaralıya dokunulmamalı ve yaralı kımıldatılmamalıdır.
İlk yardımcının müdahalede yapması gerekenler
  • Hasta ya da yaralının durumunu değerlendirmek (bilinç ve solunum ),
  • Hasta ya da yaralının korku ve endişelerini gidermek,
  • Hasta ya da yaralıya müdahalede yardımcı olacak kişileri organize etmek,
  • Hasta ya da yaralının durumunun ağırlaşmasını engellemek için gerekli müdahalede bulunmak,
  • Kanama, kırık, çıkık ve burkulma vb. durumlarda yerinde müdahale etmek.
  • Hasta ya da yaralının yarasını görmesine izin vermemek,
  • Hasta ya da yaralıları hareket ettirmeden müdahalede bulunmak,
  • Hasta ya da yaralıların en uygun yöntemlerle en yakın sağlık kuruluşuna sevkini sağlamak ( 112 ),
  • Olay yeri güvenliği açısından herhangi bir tehlike yok ise, hasta ya da yaralıyı kesinlikle yerinden kımıldatmamak.


SOLUNUM YOLU TIKANIKLARINDA İLK YARDIM
Solunum yolunun, solunumu gerçekleştirmesi için gerekli havanın geçmesine engel olacak şekilde tıkanmasıdır. İki türlü tıkanma vardır:
  • Kısmi tıkanma: Az da olsa, bir miktar hava geçişinin olduğu duruma kısmi tıkanma denir.
Kısmi tıkanma durumunda; kişi öksürür, nefes alabilir, konuşabilir.
İlk yardım olarak, kişiye dokunulmaz ve öksürmeye teşvik edilir.
  • Tam tıkanma:Hava girişinin tamamen engellendiği duruma tam tıkanmadenir.
Tam tıkanma durumunda; kişi nefes alamaz, acı çeker gibi ellerini boynuna götürür, konuşamaz, rengi morarmıştır.
İlk yardım olarak, Heimlich Manevrası yapılır.
Yetişkin ve Çocuklarda Heimlich Manevrası;
  • Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir.
  • Bilinci kontrol edilir.
  • Sırtına iki kürek kemiği arasına 5-7 kez vurulur.
  • Cismin çıkıp - çıkmadığı ağız içerisinden kontrol edilir.
  • Çıkmadıysa, arkadan sarılarak gövdesi kavranır.
  • Bir el yumruk yapılarak, başparmak çıkıntısı midenin üst kısmına, göğüs kemiği altına gelecek şekilde yerleştirilir. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır.
  • Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır.
  • Bu hareket 5-7 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanılır.

BİLİNÇ BOZUKLUKLARINDA İLK YARDIM
Bayılmalarda ilk yardım
  • Etraftaki meraklılar uzaklaştırılır
  • Hasta ya da yaralı sırt üstü yatırılır ve ayakları 30 cm yukarı kaldırılır (Şok pozisyonu).
  • Solunum yolu açıklığı kontrol edilir ve korunur
  • Sıkan giysiler gevşetilir
  • Kusma varsa yan pozisyonda tutulur
Bilincin kapalı olması durumunda ilk yardım
  • Olay yeri güvenliği sağlanır
  • Solunum yolu açıklığı sağlanır
  • Hasta ya da yaralının solunumu değerlendirilir
  • Koma pozisyonu verilir
  • Tıbbi yardım istenir (112)
  • Sağlık ekipleri gelene kadar hasta ya da yaralının her 2-3 dk bir solunumu kontrol edilir.
Şok durumunda ilk yardım
  • Hasta ya da yaralının endişe ve korkuları giderilir.
  • Mümkün olduğunca temiz hava soluması sağlanır.
  • Hava yolunun açıklığı sağlanır.
  • Kanama varsa hemen durdurulur.
  • Şok pozisyonu verilir.
  • Hasta ya da yaralı sıcak tutulur.
  • Gereksiz yere hasta ya da yaralı hareket ettirilmez.
  • Tıbbi yardım istenir (112)

KANAMALARDA İLK YARDIM
Damar bütünlüğünün bozulması sonucu kanın damar dışına ( vücut içine ya da dışına ) akmasına kanama denir.
Dış kanamalarda ilk yardım
Amaç: Kanamayı kısa zamanda kontrol altına almak ve yarayı temiz tutmaktır!
  • Yara üzerine temiz bir bez parçası ya da gazlı bezle direkt baskı uygulanır,
  • Kanama durmazsa; birinci bezi kaldırmadan ikinci bir bez konarak basınç arttırılır,
  • Gerekirse bandaj ile sarılarak kanlanmış bezler kaldırılmadan basınç artırılarak sürdürülür,
  • Kanayan bölgeye en yakın basınç noktasına bası uygulanır,
  • Kanama kol ya da bacaklardaysa ve kırık şüphesi yoksa, kanama bölgesini kalp hizasından yukarıda tutulur,
  • Şok pozisyonu verilir,
  • Sık sık yaşam bulguları kontrol edilir ( 2-3 dk. arayla ).
İç kanmalarda ilk yardım
  • Hasta ya da yaralının bilinci ve solunumu değerlendirilir.
  • Hasta ya da yaralı sırt üstü yatırılarak üzeri örtülür ve ayakları 30 cm. kaldırılır ( şok pozisyonu)
  • Asla ağızdan yiyecek içecek VERİLMEZ.
  • Kapalı kırık varsa, kan damarlarının yaralanmasını önlemek ve bir iç kanamaya sebep olmamak için hasta ya da yaralının hareketsiz kalması sağlanır.
  • Hasta ya da yaralının yaşamsal değişimleri izlenir.
  • Tıbbi yardım istenir (112)
Burun kanamasında ilk yardım
  • Öncelikle sakin olunmalıdır.
  • Hemen hasta ya da yaralının başı öne doğru eğilir.
  • Hasta ya da yaralının mümkünse oturması sağlanır.
  • Hasta ya da yaralının burun kanatları iki parmakla sıkıştırılır.
  • Bu işleme yaklaşık 5 dk kadar devam edilir.
  • Kanamanın durmaması halinde hasta ya da yaralının en yakın sağlık kuruluşuna götürülmesi sağlanır.
Kulak kanamasında ilk yardım
Kanama hafifse:
  • Temiz bir bezle temizlenir.
Kanama ciddi ise;
  • Kulak tıkanmadan gazlı bezle kapatılır.
  • Hasta ya da yaralının hareketsiz olarak, kanayan kulak üzerine yan yatması sağlanır.
  • Tıbbi yardım istenir (112)
  • Unutulmamalıdır ki; kulak kanaması olası bir beyin kanamasının habercisi olabilir.

YANIKLARDA İLK YARDIM
Ateş, radyasyon, kızgın cisim vb. çeşitli fiziksel ve yakıcı kimyasal etkenlere maruz kalma sonucu oluşan doku bozulmasına yanık denir.
1.Derece yanıklar
  • Derinin yüzeyinde, kızarıklık (pembe, kırmızı arası renk) şeklinde görülen doku hasarı vardır.
  • Ağrı vericidir.
  • Yanan bölgede hafif şişlik vardır.
  • Genelde 48 saat içinde kendiliğinden iyileşir
2.Derece yanıklar
  • Derinin 1. ve 2. tabakası etkilenmiştir.
  • Enbelirgin özelliği deride içi su dolu kabarcıklar ( bül ) oluşmasıdır.
  • Çok ağrılıdır.
3.Derece yanıklar
  • Derinin tüm tabakaları etkilenir.
  • Kaslar, sinirler, damarlar etkilenebilir.
  • Yanık bölgede beyaz kuru yaradan, siyah renge kadaraşamaları vardır.
  • Ağrısızdır, çünkü bütün sinirler zarar görmüştür.
Yanığın vücutta oluşturduğu olumsuz etkileri
  • Derinliğine, yaygınlığına ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak, organ ve sistemlerde işleyiş bozukluğuna yol açar.
  • Ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok meydana gelir.
  • Hasta ya da yaralının kendi vücudunda bulunan mikrop ve toksinlerle enfeksiyon riski oluşur.
Isı ile oluşan yanıklarda ilk yardım
  • Kişi hala yanıyorsa, paniğe engel olunur, koşması engellenir.
  • Hasta ya da yaralı ıslak battaniye vb. ile sarılır ya da yuvarlanması sağlanarak yanma durdurulmaya çalışılır.
  • Hasta ya da yaralının hava yolu açıklığı ve solunumu (AB) değerlendirilir.
  • Yanık çok yaygın değilse yanan bölge en az 20 dk.tazyiksiz ve bol soğuk su altında tutulur.
  • Şişlik oluşabileceğinden saat, yüzük, bilezik vb. takılar çıkarılır.
  • Yanan bölgedeki giysiler çıkarılır (giysi yanan bölgeye yapışmışsa etrafından kesilerek çıkarılması gerekir).
  • Yanan bölge sabunlu su ile dikkatlice temizlenir.
  • Su toplayan yerler patlatılmaz.
  • Yanan bölgelere (el,ayak gibi) birlikte bandaj yapılmaz.
  • Yanık üzeri temiz ve nemli bezle örtülür, yanık üzerine hiçbir madde sürülmez.
  • Hasta ya da yaralı battaniye vb. ile örtülür.
  • Yanan vücut bölgesi geniş ve sağlık kurumu uzaksa, kusma yoksa, bilinci açıksa; sıvı kaybını gidermek amacıyla hasta ya da yaralıya hazırlanan sıvı (1 lt. su+ 1 çay kaşığı karbonat + 1 çay kaşığı tuz), maden suyu vb. içirilir.
  • Tıbbi yardım istenir ( 112 ).
Kimyasal yanıklarda ilk yardım
  • Yanan bölgedeki giysiler çıkarılarak, kimyasal maddenin deriyle teması kesilir.
  • Yanan bölge bol, tazyiksiz akan suyla, en az 20-25 dk. yıkanır.
  • Hasta ya da yaralı battaniye vb. ile örtülür.
  • Tıbbi yardım istenir ( 112 ).
Elektrik yanıklarında ilk yardım
  • Olabildiğince soğukkanlı ve sakin olunur.
  • Hasta ya da yaralıya dokunmadan önce elektrik akımı kesilir.
  • Akımı kesme imkânı yoksa yalıtkan bir maddeyle (tahta, plastik) kişinin elektrikle teması engellenir.
  • Hasta ya da yaralının solunum yolu açıklığı ve solunumu değerlendirilmelidir.
  • Hasta ya da yaralı kımıldatılmamalıdır.
  • Hasar gören vücut bölgesi örtülür.
  • Hasta ya da yaralının bilinci açık ve kendini iyi hissediyorsa dahi tıbbi yardım istenir.
Sıcak çarpmasında ilk yardım
  • Hasta serin ve havadar bir yere alınır.
  • Hastanın giysileri çıkarılır.
  • Hasta sırt üstü yatırılarak, kol ve bacaklar yükseltilir.
  • Bulantı yoksa ve bilinci açıksa; su ve tuz kaybını gidermek için hastaya su, tuz, karbonatla hazırlanan sıvı ya da maden suyu içirilir.

DONMALARDA İLK YARDIM
Aşırı soğuk nedeni ile soğuğa maruz kalan bölgeye yeterince kan gitmemesi ve kanın pıhtılaşmasıyla dokularda hasar oluşmasına donma denir.
Birinci derece donmalar:
  • En hafif şeklidir.
  • Deride solukluk, soğukluk hissi
  • Uyuşukluk, halsizlik
  • Daha sonra kızarıklık ve karıncalanma hissi görülür
İkinci derece donmalar:
  • Zarar gören bölgede gerginlik hissi,
  • Şişlik, ağrı, içi su dolu kabarcıklar,
  • Su toplanması, iyileşirken siyah kabuklara dönüşür.
Üçüncü derece donmalar:
Dokuların geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır. Canlı ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.
Donmalarda ilk yardım
    • Hasta ya da yaralı ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir.
    • Donmaya maruz kalan kişi sakinleştirilir.
    • Donan kişi hareket ettirilmez, kesin istirahat etmesi sağlanır.
    • Kuru giysiler giydirilir.
    • Bilinci açık ise sıcak, şekerli içecekler verilir.
    • Su toplamış bölgeler asla patlatılmaz, üstü örtülür.
    • Donuk bölge asla ovulmaz, kendiliğinden ısınması ya da çözünmesi sağlanır.
    • El ve ayaklar doğal pozisyonda tutulur.
    • Hala halsizlik varsa bezle bandaj yapılır.
    • Tıbbi yardım istenir.(112)

Kırık :
Kırık; kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar, darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşur.
Kırık çeşitleri
· Kapalı kırık: Kemik bütünlüğü bozulmuştur ancak deri sağlamdır.
· Açık kırık: Deri bütünlüğü bozulmuştur. Kemik uçları dışarı çıkmıştır, beraberinde kanama ve enfeksiyon riski taşırlar.
· Parçalı kırık: Kemik birden fazla yerden kırılmıştır.
Kırık belirtileri
· Bölgenin hareket edilmesi ile artan yoğun ağrı,
· Şekil bozukluğu ( Diğer sağlam organ ile karşılaştırılır ),
· Bölgede şişlik ve kanama sonucu morarma,
· İşlev kaybı,
· Hareketlerde kısıtlanma,
Kırığın yol açabileceği olumsuz durumlar
· Kırık yakınındaki damar, sinir, kaslarda yaralanma ve sıkışma. ( Kırık bölgede nabız alınamaması, soğukluk, solukluk, aşırı hassasiyet )
· Kanamaya bağlı şok.
· Açık kırıklarda enfeksiyon riski görülebilir.
Kırıklarda ilk yardım
· Yaşamı tehdit eden başka yaralanma varsa ona öncelik verilir.
· Hasta ya da yaralı hareket ettirilmez.
· Ani hareketlerden kaçınılır, kırık kemik düzeltilmeye çalışılmaz.
· Kırık kolda ise; şişlik oluşacağından yüzük, saat vb. takılar ya da eşyalar çıkartılır.
· Kırık bölge hareket ettirilmez.
· Açık kırık varsa; tespitten önce yara üzeri temiz bir bezle kapatılır.
· Kırık olan bölge, bir üst ve bir alt eklemi de içine alacak şekilde karton, tahta vb. sert cisimle tespit edilir(sağlık ekiplerinin ulaşamayacakları ve taşıma yapılması gereken durumlarda).
· Tespit edilen bölge yukarıda tutularak dinlenmeye alınır.
· Kırık bölgede sık aralıklarla (3-5 dk.) nabız, derinin rengi kontrol edilir.
· Hasta sıcak tutulur.
· Tıbbi yardım istenir ( 112 ).



Burkulma:
Burkulma; eklem yüzeylerinin anlık olarak ayrılmasıdır
Burkulmalarda ilk yardım
· Sıkıştırıcı bir bandajla burkulan eklem, dolaşımı engellemeyecek şekilde tespit edilir.
· Şişliği azaltmak için bölge yukarı kaldırılır.
· Soğuk uygulama yapılır.
· Hareket ettirilmez.
· Uzun süre geçmiyorsa, tıbbi yardım sağlanır.


Çıkık :
Çıkık; eklem yüzeylerinin kalıcı olarak ayrılmasıdır
Çıkıklarda ilk yardım
· Eklem bulunduğu şekilde tespit edilir (sağlık ekiplerinin ulaşamayacakları ve taşıma yapılması gereken durumlarda).
· Çıkık yerine asla oturtulmaya çalışılmaz.
· Hasta ya da yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmez.
· Çıkık bölgesinde; nabız, deri rengi, ısı kontrol edilir.
· Tıbbi yardım istenir ( 112 ).


Hayvan ısırmalarının önemi
Kedi köpek vb. hayvanların dişleri sivri ve keskindir. Ağızlarında ise daima mikrop vardır. Isırmaları halinde derindeki dokulara kadar mikropların ulaşmasına neden olurlarAyrıca birden fazla ısırmalarında ciddi yaralanmalara yol açabilirler.
Kedi - köpek ısırmalarında ilk yardım
Hafif yaralanmalarda;
· Yara 5 dk. süreyle sabun ve soğuk suyla yıkanır.
· Yaranın üzeri temiz bir bezle kapatılır.
Ciddi yaralanma ve kanama varsa;
· Yaraya temiz bir bezle basınç uygulanarak kanama durdurulur.
· Derhal tıbbi yardım sağlanır ( 112 )
· Hasta kuduz aşısı için uyarılır.
Arı sokmasında ilk yardım
· Arının soktuğu bölge yıkanır.
· Derinin üzerinden arının iğnesi görünüyorsa çıkarılır.
· Soğuk uygulama yapılır ( soğuk su ). Amonyak vb. kullanılmaz.
· Eğer ağızdan sokmuşsa, solunumu güçleştiriyorsa kişinin buz emmesi sağlanır.
· Ağız içi sokmalarında ve alerjisi olanlar için tıbbi yardım istenir.
Akrep sokmasında ilk yardım
· Hasta sakinleştirilir.
· Sokmanın olduğu bölge hareket ettirilmez.
· Hasta ya da yaralı yatar pozisyonda tutulur.
· Sokulan bölgeye soğuk uygulama yapılır.
· Sokulan yerindört parmak üst bölümüne dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır.
· Turnike uygulanmaz.
· Yara üzerine hiçbir girişimde bulunulmaz ( kesilmez, emilmez, vb.).
· Tıbbi yardım istenir (112).
Yılan sokma / ısırmalarında ilk yardım
· Hasta sakinleştirilip, dinlenmesi sağlanır.
· Yara soğuk su ile yıkanır.
· Yaraya yakın bölgedeki baskı yapabilecek takı ya da eşyalar çıkarılır ( yüzük, bilezik, saat vb.).
· Yaraya soğuk uygulama yapılır.
· Yaralanan bölgenin dört parmak üst bölümüne dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır.
· Turnike uygulanmaz.
· Yaralı mümkün olduğunca hareket ettirilmez.
· Yara üzerine hiçbir girişimde bulunulmaz ( kesilmez, emilmez, vb. ).
· Yaralının yaşam bulguları izlenir.
· Tıbbi yardım istenir (112).
Deniz canlıları sokmasında ilk yardım
· Kişi hareket ettirilmez.
· Temas eden ya da etkilenen vücut bölgesi ovulmaz.
· Batan diken varsa ve görünüyorsa çıkarılır.
· Bu hayvanların enzimleri sıcağa karşı dayanıksız olduğundan, temas edilen ya da etkilenen bölgeye sıcak uygulama yapılır.
· Kişi sağlık kuruluşuna sevk edilir.



YARALANMALARDA İLK YARDIM
Yara; kesme, vurma, çarpma gibi olaylar sonucu deri ya da deri altı dokusunun bütünlüğünün bozulmasıdır.
Yaralanmalar çeşitli şekillerde olabilir. Bazı yara türleri;
Kesik yara: Cam, bıçak gibi kesici aletlerle olan yaralardır.
Ezik yara: Taş, sopa gibi sert bir cisim ya da yumruk çarpması sonucu olan yaralardır.
Delici yara: Uzun ve sivri aletlerle olan yaralardır.
Enfekte yara: Derin ve kirli yaralar, ısırma, sokma sonucu olan yaralardır.
Yaraların ortak belirtileri
· Ağrı,
· Kanama,
· Yara kenarlarının ayrılması.
Yaralanmalarda ilk yardım
· Kanama varsa durdurulur.
· Batan cisim varsa çıkarılmaz.
· Yaralının sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır.
· Yaralı tetanozdan korunmak için uyarılır.
· Delici göğüs yaralanmalarında; öncelikle göğüsteki açık yara birkaç kat temiz bez ya da plastik malzeme ile kapatılır. Yaralının bilinci yerindeyse, yarı oturur şekilde oturması sağlanarak sırtı desteklenir ve ayakları 30 cm yükseltilerek şok pozisyonu verilir.
· Delici karın yaralanmalarında hasta sırt üstü yatırılır. Dışarı çıkmış organlar deri altına ittirilmez, yara üzerinde toplanarak üzeri temiz ve nemli bezle örtülür.
· Tıbbi yardım istenir (112).



ZEHİRLENMELERDE İLK YARDIM
Zehirlenme:
Zehirleyici maddenin vücuda girmesi sonucu normal vücut fonksiyonlarının bozulmasıdır.
Zehirlenmelerde etkilenen sistemler ve görülen belirtiler
Sindirim sistemi; bulantı, karın ağrısı, kusma, ishal.
Sinir sistemi; rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk, havale, bilinç kaybı.
Solunum sistemi;nefes darlığı, morarma, solunum durması.
Dolaşım sistemi;nabız bozukluğu, kalp durması.
Zehirler vücuda; sindirim, solunum ve cilt yoluyla girmektedir.
Sindirim yolu zehirlenmesi : Ev ya da bahçede kullanılan kimyasal maddeler, zehirli mantarlar, bozuk besinler, aşırı ilaç ve alkol alınması sonucu oluşur.
Solunum yolu zehirlenmesi: Genellikle karbon monoksit gazı ( tüp kaçakları, şofben, sobalar ) lağım çukurunda biriken karbondioksit, klor, yapıştırıcılar, boyalar, ev temizleyicileri vb. maddelerin solunması sonucu oluşur.
Cilt yolu zehirlenmesi:Zehirli madde vücuda deri yoluyla girer.
İlaç enjeksiyonu, zehirli bitkilere temas, zirai ilaçlar, zehirli hayvanların ısırması ve sokması sonucu oluşur.
Sindirim yolu ile zehirlenmede ilk yardım
· Kişinin bilinci kontrol edilir.
· Sadece ağız zehirli maddeyle temas etmiş ise su ile çalkalanır.
· Zehirli madde el ile temas etmişse, el sabunlu su ile yıkanır.
· Hasta ya da yaralının yaşam bulguları değerlendirilir.
· Kusma, bulantı, ishal vb. belirtiler değerlendirilir.
· Özellikle, yakıcı maddenin alındığı ve hasta yaralının ne yiyip içtiğinin bilinmediği durumlarda hasta asla kusturulmaz!
· Bilinç kaybı varsa hasta ya da yaralıya koma pozisyonu verilir.
· Hasta ya da yalının üzeri örtülür.
· Tıbbi yardım istenir (112).
· Olayla ilgili bilgiler toplanarak kaydedilir. ( Zehirli maddenin türü, kişi ilaç ya da uyuşturucu alıyor mu, hastanın bulunduğu saat, evde ne tür ilaçlar olduğu, vb.)
Solunum yoluyla zehirlenmelerde ilk yardım
· Olay yeri güvenliği sağlanır (Gaz vanası kapatılır, olay yerine ateşle yaklaşılmaz).
· Cam, kapı vb. açılarak ortam havalandırılır ya da hasta temiz havaya çıkarılır.
· Hastanın bilinci kontrol edilir, solunum yolu açıklığı ve solunumu değerlendirilir.
· Hasta rahat nefes alabilmesi için yarı oturur pozisyonda tutulur.
· Hastanın bilinci kapalı ise koma pozisyonu verilir.
· Tıbbi yardım istenir (112).
Deri yolu ile zehirlenmelerde ilk yardım
· Olay yeri güvenliği sağlanır.
· Yaşam bulguları değerlendirilir.
· Ellerin zehirli madde ile teması önlenir.
· Zehir bulaşmış giysiler çıkartılır.
· Zehirle temas etmiş deri 15 - 20 dk. boyunca bol suyla yıkanır.
· Tıbbi yardım istenir (112).
Zehirlenmelerde genel ilk yardım uygulamaları
· Olay yeri güvenliği sağlanır.
· Hastanın bilinci ve yaşam belirtileri değerlendirilir.
· Zehirlenmeye neden olan madde mümkün olduğunca kısa sürede ortamdan uzaklaştırılarak etki azaltılır
· Hastanın yaşamsal fonksiyonlarının ( solunum, dolaşım) devamı sağlanmaya çalışılır.
· Tıbbi yardım istenir (112).
Zehir danışma merkezi (114) : Zehir danışma merkezi 24 saat hizmet
vermektedir.
Zehirlenme vakalarında merkez aranarak, yapılabilecekler hakkında bilgi alınabilir.



Göze yabancı cisim kaçmasında ilk yardım
Göze toz, kirpik gibi madde kaçmış ise
· Toz ya da kirpik kaçan göz ışığa çevrilir, alt ve üst göz kapağına bakılır.
· Toz ya da kirpik nemli, temiz bir bezle çıkartılır.
· Kişiye gözünü kırpıştırması söylenir.
· Göz bol, temiz su ile yıkanır.
· Kişiye gözünü ovmaması söylenir.
· Göze kaçan toz ya da kirpik çıkmıyorsa, kişinin sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır.
Göze metal ya da bir cisim batmış ise;
· Gerekmedikçe hasta kımıldatılmaz.
· Göze hiçbir müdahale yapılmaz.
· Her iki göz üçgen sargı benzeri bir malzeme ile sarılarak kapatılır.
· Tıbbi yardım istenir (112).
· Hastanın göz uzmanlık dalı olan bir sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır.
Kulağa yabancı cisim kaçmasında ilk yardım
· Kesinlikle sivri ve delici bir cisimle müdahale edilmez.
· Yabancı cisim kaçmış kulağa su değdirilmez.
· Tıbbi yardım istenir (112).
Buruna yabancı cisim kaçmasında ilk yardım
· Burun duvarına bastırarak kuvvetli bir nefes verme ile cismin atılması sağlanır.
· Çıkmazsa tıbbi yardım sağlanır(112).



Hasta ya da yaralı taşınmasında genel kurallar:
· Genel bir kural olarak, hasta ya da yaralının yeri değiştirilmemeli ve dokunulmamalıdır!
· Olağan üstü bir tehlike söz konusu ise (ortam güvenli değil ise ya da hasta ya da yaralıya temel yaşam desteği yapılması gerekiyor ise ) taşıdığı her türlü riske rağmen acil taşıma zorunludur.
· Taşıma gerektiren durumlarda İlk yardımcı kendi sağlığını asla riske sokmamalıdır.
· Gereksiz zorlama ve yaralanmalardan kaçınılmalıdır.
Hasta ya da yaralı taşınırken dikkat edilmesi gereken kurallar:
· Baş - boyun - gövde ekseni esas alınmalı,
· Ekip çalışması yapılmalı,
· Hasta ya da yaralıya yakın mesafede çalışılmalı,
· Daha uzun ve kuvvetli kas grupları kullanılmalı,
· Sırtın gerginliğini korumak için dizler kalçadan bükülmeli,
· Yerden destek alacak şekilde, her iki ayak kullanılmalı ve biri diğerinden öne yerleştirilmeli,
· Omuzlar leğen kemiği hizasında tutulmalı,
· Ağırlık kaldırırken karın muntazam tutulup, kalça kasılmalı,
· Kalkarken ağırlık kalça kaslarına verilmeli,
· Yavaş ve düz adımlarla yürünmeli( Adımlar omuzdan geniş olmamalı.),
· Ani dönme ve bükülmelerden kaçınılmalı hasta ya da yaralı mümkün olduğunca hareket ettirilmemelidir.
Araç içindeki hasta ya da yaralıyı araçtan çıkarma
· Kaza geçirmiş yaralı bir kişi eğer; olay yeri güvenliği sağlanamıyor (yangın,patlama tehlikesi, vb) ya da kişinin solunumu yok ise omuriliğine zarar vermeden çıkarılmalıdır. Aksi durumda yaralı kişiler araçtan çıkarılmamalı, olay yeri güvenliği sağlandıktan sonra tıbbi yardım istenerek, tıbbi yardım gelene kadar olay yerinde beklenilmelidir.
· Hasta ya da yaralının araçtan çıkarılmasında Rentek Manevrası olarak adlandırılan teknikten yararlanılır.
Rentek Manevrası uygulama basamakları:
1. Kaza ortamı değerlendirilerek olay yeri güvenlik önlemleri alınır.
2. Hasta ya da yaralının bilinci kontrol edilir, bilinç yok ise 1-1-2 aranır.
3. Hasta ya da yaralının solunumu değerlendirilir (Solunum yok ise hasta ya da yaralının araçtan çıkarılmasına karar verilir.).
4. Hasta ya da yaralının ayaklarının pedallara sıkışıp sıkışmadığı kontrol edilir.
5. Emniyet kemeri bağlı ise açılır.
6. Hasta ya da yaralının karşı taraftaki eli kemer ya da giysilerine sıkıştırılır.
7. Hasta ya da yaralıya yan tarafından yaklaşılarak, bir eliyle hasta ya da yaralının yakın taraftaki kolu bilekten kavranır, diğer elle çenesi tutularak boynu desteklenir.
8. Baş - boyun - gövde hizası bozulmadan tek hareketle araçtan dışarı çıkarılır
9. Hasta ya da yaralı yavaşça yere veya sedyeye yerleştirilir.



Boğulma
Boğulma; vücuttaki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesidir.
Boğulmalarda ilk yardım
  • Boğulma nedeni ortadan kaldırılır,
  • Bilinç kontrolü yapılır,
  • Hava yolu açıklığı sağlanır ve solunumu değerlendirilir,
  • Temel Yaşam Desteği sağlanır,
  • Derhal tıbbi yardım sağlanır (112).Yaşam bulguları izlenir.


Havale:
Adalelerin kontrol edilemeyen kasılmalarıdır. Sinir merkezindeki tahriş
sonucu beyinde gerçekleşen elektriksel boşalmalardır.
Havalenin Nedenleri
· Beyinde yaralanma,
· Beyinde enfeksiyon,
· Yüksek ateş,
· Bazı hastalıklar (Sara).
Ateş nedenli havale herhangi bir hastalık sonucu vücut sıcaklığının
38 C°’ nin üzerine çıkmasıyla oluşur.
Genellikle 6 ay ve 6 yaş arasındaki çocuklarda rastlanır. İlk yardım olarak;
· Öncelikle hasta ılık suyla ıslatılmış havlu yada çarşafa sarılır.
· Ateş bu yöntemle düşmüyorsa oda sıcaklığında küvete sokulur, duş alması sağlanır.
· Ateş düşmezse tıbbi yardım istenir.
Sara krizi
· Hastada var olmayan koku alma, adale kasılması vb. ön haberci denilen belirtiler görülebilir.
· Bazen hasta bağırır, şiddetli ve ani bir şekilde bilincini kaybederek yığılır.
· Yoğun ve genel adale kasılması görülür. 10 - 20 sn kadar nefesi kesilir.
· Dudaklarda ve yüzde morarma gözlenir.
· Ardından kısa ve genel adale kasılması, sesli nefes alma, aşırı tükürük salgılanması, altına kaçırma görülebilir.
· Hasta dilini ısırabilir başını yere çarpıp yaralayabilir.
· Aşırı kontrolsüz hareketler gözlenebilir.
· Son aşamada hasta uyanır, şaşkındır, nerede olduğundan habersiz, uykulu hali vardır.
Sara krizinde ilk yardım
· Olayla ilgili güvenlik önlemleri alınır.
· Kriz kendi sürecinebırakılır.
· Hasta bağlanmaya çalışılmaz.
· Kilitlenmiş çene açılmaya çalışılmaz.
· Yabancı herhangi bir madde kullanılmaz ( soğan, kolonya vb. ).
· Hastanın kendini yaralamamasına dikkat edilir.
· Etraftaki zarar verebilecek malzemeler uzaklaştırılır.
· Sıkan giysiler gevşetilir.
· Kusma karşısında tetikte olunmalıdır.
· Düşme sonucu yaralanma varsa ilgilenilir.
· Tıbbi yardım istenir(112).



HIV/AIDS Epidemiyolojisi
HIV/AIDS ilk defa 1981 yılında ABD’de bir grup homoseksüel (eşcinsel) erkekte ender olarak rastlanan PCP ve Kaposi sarkomu vakalarının kendisini göstermesiyle tıp camiasında o zamana kadar görülmemiş bir hastalık olduğu belirlenmiştir.
İlerleyen yıllarda vaka sayılarının artması ve homoseksüel kişilerin biseksüel kişilerle birlikte
olmaları onların da kadınlarla birlikte olması AIDS’in homoseksüel hastalığı olmadığını herkese
bulaşabileceğini göstermiştir. Tıp dünyası yapılan araştırmalar sonucu AIDS hastalığını
tanımlamıştır.
AIDS; Hastalığın adı
HIV; Hastalığa etken olan virüsün adı
Acquired=Kazanılmış Human=İnsan
Immune=Bağışıklık Immunodeficiency=Bağışık yetmezliği
Deficiency=Yetmezlik Virus=Virüsü
Syndrome=Sendromu
HIV/AIDS’in Tarihçesi
1981 ABD’de genç, homoseksüel erkeklerde Kaposi sarkomu ve Pneumocytisis carinii jiroveci (PCP) pnömonisi tespiti
1982 Hastalığa “AIDS” adının verilmesi
1983 HIV-1 saptanması
1984 Antikor testlerinin geliştirilmesi
1985 HIV-2 saptanması
1987 Tedavisinde kullanılan Zidovudin ilacının ruhsatlandırılması
HIV/AIDS Nasıl Bulaşır?
1- Cinsel Yolla ( %55-60 );
Korunmasız olarak yapılan (kondom, prezervatif kullanmaksızın) her türlü vaginal, oral ve
anal cinsel temas ile,
2- Kan yoluyla ( %5-10 );
Kan,organ ve doku nakli,kan temas etmiş delici, kesici aletler,ortak şırınga kullanımı
3- Anneden bebeğe ( %20-30 );
Gebelikte, doğumda ve doğum sonrası anne sütü emzirme ile.
HIV/AIDS Nasıl Bulaşmaz?
· Sarılmakla, dokunmakla, öpmekle, okşamayla, el sıkışmakla,
· Aynı çatal, bıçak, kaşık, bardak, tabak, havlu kullanmakla,
· Öksürme, aksırma, nefes, gözyaşı, tükürük ve ter ile,
· Sinek, sivrisinek, böcek sokmaları ve hayvan ısırıkları ile,
· Aynı yüzme havuzu, duş, hamam, sauna, tuvalet kullanmakla,
· Aynı ev, okul, işyeri, tiyatro, sinema, otobüste ve odada bulunmakla,
· Aynı telefonu kullanma ve sigara paylaşmakla,
· Evcil hayvanlarla aynı ortamda bulunmakla AIDS BULAŞMAZ.
HIV/AIDS vakalarının yaygınlaşmasıyla nedeniyle, insanlar ilk yardım uygulamaları sırasında hastalığın kendilerine bulaşmasından endişe etmektedir. İlk yardım uygulamalarında, lastik eldiven giyilmesi, vb. hijyenik uygun önlemlerin alınması bulaşma riskini önemli ölçüde azaltacaktır.
HIV/AIDS’ten Korunma Önlemleri
Cinsel temas ile bulaşdan korunma
· Toplum bireylerine “Üreme Sağlığı ve GÜVENLİ CİNSEL YAŞAM” Eğitimi verilmesi
· Erkekler için kondom ( prezervatif, kaput, kılıf ) kullanımı,
· Kadınlar için Kadın Kondomu kullanımının sağlanması, eğitimi ve yaygınlaştırılması,
· Tek eşliliğe riayet etme,
· Cinsel temasla bulaşan diğer enfeksiyonlar hakkında bilgi, tanı ve tedaviye erken dönemde başlama,
· Cinsel YAŞAMA hayır diyebilme becerisi kazanma,
Kan ve kan ürünlerinden bulaştan korunma
· Riskli davranışta bulunan kişilerin kan bağışlamaması ( Pencere dönemi ),
· Kendimize ya da herhangi bir kişi için ihtiyaç duyulan kan ve kan ürünlerine gerekli testlerin uygulanmış olması,
· Ototransfüzyon ( Kişinin kendi kanının kendisine kullanılması üzere vermesi. ),
· Güvenli kan için güvenli kan bağışçılarının sağlanması ve eğitim,
· Damar içi uyuşturucu madde kullanma alışkanlığı olanlar; uyuşturucuya HAYIR diyebilme, reddetme ve ortak şırınga paylaşmama,
· Sağlık personeline bulaştan korunmada evrensel önlemlerin uygulanması,
· Kesici, delici aletlerin kullanımında koruyucu önlemlerin titizlikle uygulanması.
III. Anneden bebeğe bulaşın önlenmesi
· Gebeliğin önlenmesi
· Doktor gözetiminde, tedavi destekli gebelik ve doğum
· Emzirmeme
Güvenli bir ilk yardım uygulaması için;
· İlk yardım uygulamasına başlamadan önce imkânınız varsa eldiven, yoksa poşet giyiniz.
· Ellerinizi ilk yardım uygulamasından sonra bol su ve sabunla yıkayınız.
· Elinizde açık yara varsa vücut sıvıları ile temas etmemeye çalışınız.
· Yaralı kişinin yakınındaki cam kırıkları v.b maddelere dokunurken çok dikkatli olunuz.
· Derideki kesici ve delici yaraları mutlaka temiz bir bezle kapatınız.
· Kanamalı ve açık yarası olan kişilerle direkt temasta bulunmayınız.
· Suni solunum sırasında kullanılabilecek maske v.b malzemeyi bulundurunuz ve kullanmayı öğreniniz.
· Kendinizi koruyunuz unutmayın ki hasta olan kişiden alınan mikroplar ömür boyu kalıcı hastalık haline dönüşebilir.



Psikolojik ilk yardım
Herhangi bir kaza, ani hastalık veya afet durumunun kişilerin üzerinde yarattığı olumsuz etkileri en aza indirgemek ve onların güçlüklerle baş edebilme ve normal yaşamlarını sürdürülebilmelerini sağlamak için; bireylerin, ailelerin ve toplumun psikolojik ve sosyal anlamda güçlendirilmesini amaçlayan müdahalelerdir.
· Her şeyden önce duygudaşlık (empti) kurun.
· Hasta ya da yaralıya kendinizi tanıtın ve ilk yardım uygulamaları için izin alın.
· Hasta ya da yaralı ile göz teması kurun ve yumuşak ve sıcak bir konuşma yapın.
· Hasta ya da yaralıya duygusal destek verin.
· Hasta ya da yaralıya önyargılı olmadan arkadaşça yaklaşın.
· Hasta ya da yaralıya dikkatli bir şekilde olayın ne olduğunu ve ne olacağını açıklayın.
· Ondan işbirliği desteği isteyin.
· Hasta ya da yaralıyı dinleyin ve sempatik olun.
· Eğer gerekliyse pratik bilgilerle yardım desteği verin.
. Hasta ya da yaralıya sağlık görevlileri olay yerine gelinceye kadar ağızdan yiyecek ya da içecek vermeyin.



Acil Durum Telefon Numaraları 112 Acil Yardım
110 İtfaiye
156 Jandarma

155 Polis
154 Trafik
114 Zehir Danışma



İlk yardım uygulamaları için, evde, okulda, iş yerinde, arabalarda, fabrikada, havaalanında, tren istasyonlarında ve diğer tüm aklımıza gelebilecek her yerde ilk yardım çantası bulundurulması gerekmektedir.

İlk yardım çantası direkt bir ısı kaynağından ve çocukların erişebileceği yerden uzak, ne çok nemli ne de kuru bir yerde tutulmalıdır. Mutfak ya da banyo ilk yardım çantasının bulundurulması için uygun bir ortam değildir.

Evde yaşayanların ilk yardım çantasının nerede olduğunu bilmeleri gerekir. Kullanılan malzemelerin sayılarını yeniden tamamlamak ve yerine koymak çok önemlidir. Son kullanma tarihi olan ve tüketilen malzemeleri yenilenmeli ve temiz bir şekilde muhafaza edilmelidir.

İLK YARDIM ÇANTASINDA BULUNMASI GEREKEN MALZEMELER


Malzemenin adı Miktar
1. Suni solunum maskesi 1 Adet
2. Büyük sargı bezi (10 cmX3-5 cm) 2 Adet
3. Steril hidrofil gaz bezi (10x10 cm 50 lik) 1 Kutu
4. Üçgen sargı bezi 3 Adet
5. Hidrofil pamuk (70 gr) 1 Paket
6. Flaster 1 Adet
7. Çengelli iğne 10 Adet
8. Makas 1 Adet
9. Elastik bandaj (6-8 cm enli) 1 Adet
10. Yara bandı 10 Adet
11. Tıbbi eldiven 2 Çift
12. Açık renk plastik örtü 1 Adet
13. Not defteri 1 Adet
14. Kurşun kalem 1 Adet
15. İlk yardım el kitabı 1 Adet
16. El feneri 1 Adet
17. Düdük 1 Adet
18. Cımbız 1 Adet
19. Malzeme listesi 1 Adet
20. Alüminyum yanık örtüsü 1 Adet

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

Uğruna milyonlarca şehit verdiğimiz,
Zafer Bayramımız kutlu olsun.

Mustafa Kemal Atatürk,
mücadele arkadaşları ve şehitlerimizi
rahmetle anıyoruz.

Ruhları şad olsun.


Demir Bükey'den Trafikte Hayatta Kalmanın Püf Noktaları

  • Otonuzu kullanırken yaptığınız iş, hayatınızın en önemli işidir.
  • Otonuzu çalıştırmadan önce beyninizi çalıştırın.
  • Bir probleme girmemek, problemi çözmeye çalışmaktan çok daha kolaydır.
  • Trafik canavarlarla dolu bir arena değil, yaşamın büyük bir bölümünün zorunlu olarak geçirildiği çok riskli bir ortaklıktır. Trafiği paylaşan ortakların risklerini, ülke gerçeklerini en iyi değerlendiren sürücünün yaşam şansı çok daha yüksektir.
  • Bir motorlu araçta en önemli faktör sürücüdür; otolar kendi kendilerine hiç bir şey yapmazlar, onlara yanlışı ve doğruyu yaptıran sürücülerdir.
  • Bir otoda sürücüden sonra en önemli faktör lastiklerdir. Lastikler yol ile olan yaşam bağınızdır. En güçlü motor ve en iyi fren sistemi ile donatılmış yüksek teknoloji ürünü bir otoda bile ancak iyi lastikler ile güvenli sürüş yapılabilir. Orta büyüklükte bir otonun bir lastiğinin yere bastığı alan, bir avuç içi büyüklüğündedir.
  • Lastiklerle ilgili yapılan yanlışlar yaşamlarla ödenir. Yere sağlam ve doğru basın. Otolar lastiklerin üzerinde değil, lastiğin içindeki havanın üzerinde gider. İnik lastik, ayağa bol gelen ayakkabıya benzer, değil koşmak yürümek bile olanaksızdır. Sıcak havada, yağmurda ve karda lastik havaları indirilmez. Karlı yol yüzeylerinde geniş lastik değil, dar lastik daha iyi tutunma sağlar.
  • Görün ve görülün. Camlar, aynalar ve ışık donanımını temiz tutun. Kısa farlarınızı gündüzleri de yakın. Unutmayın en ölümcül kazalar gündüzleri güneşli günlerde ve düz yol kesimlerinde oluşur.
  • Trafik 360 derecedir. Her görmediğiniz santimetre karenin arkasında bir tehlike gizlenir. Onun için aynalarınızı her 10 saniyede bir kontrol edin. Şerit değiştirirken başınızı sağ veya sol arkaya çevirip ölü noktayı kontrol edin.
  • Direksiyon tek elle kullanılmaz. Tek elle ayakkabınızın bağcığını bağlayamayacağınız gibi. Direksiyonu her zaman iki elle ve 09:15 pozisyonunda tutun.
  • Yalnızca etkin fren hayat kurtarır. En iyi fren dönerek yavaşlayan tekerleklerle yapılır. Dönmeyen, kızaklayan ön tekerleklere yön verilemez, dönen ön tekerleklere yön verilir.
  • Otolar kendi kendilerine kaymazlar. Onları kaydıran sürücülerdir.
  • Gidilen yol kesimine göre yapılan aşırı hız, amaca uygun olmayan eski veya inik havalı lastikler, gereğinden fazla gaz, gereğinden fazla fren, gereğinden fazla direksiyon hareketi ve ani kompresyon (vites küçültmelerde debriyaj pedalını ani bırakma) sürücü kaynaklı kayma hareketini başlatan faktörlerdir.
  • Emniyet kemerini her zaman, her yerde ve tüm yolcularınıza taktırın.
  • Sarı ışıkta hareket etmeyin, kırmızı ışıkta geçen kamyon ilk olarak size çarpar.
  • Hoşgörü ve akılcılığı siz başlatın. Her isteyene yol verin. Birisine yol vermek en çok 5 saniyenizi alır. Bir günde 50 kez yol verseniz 250 saniye eder. Bu da 5 dakikanın altında bir zamandır. Hem trafiğe saygı ve hoşgörü katmış, hem de sinirlenmeden, gülümseyerek araç kullanmış olursunuz.
  • Doğru bilgi, tehlikeleri tanımak ve motorlu taşıtı daha iyi kullanmayı öğrenerek, beceriyi sağduyu ve saygı ile uygulamak, sürücülerin trafikteki tek yaşam şansıdır.

27 Ağustos 2009 Perşembe

Otomobil Hakkında Yorum Nasıl Yapılır?

Hadi biraz eğlenelim, gülelim. Yorum yapanların profillerine şöyle bir bakalım.


1. O marka ve modelin sahibidir. Diğer marka ve modellere göre ağır bastığı için ya da parası anca ona yettiği için almıştır. Sahibi olduğu otomobil "Kuzguna Yavrusu" misali güzel görünür.

Tarafsız yorumlar yapmaya gayret eder ama olmaz, olamaz. Çünkü bir tarafı her sabah onun sürücü koltuğuna oturmaktadır.


2. Yıllar içinde bir çok marka ve model otomobil sahibi olmuştur. Şu anda sahip olduğu ile diğerlerini kıyaslar. Ama hiç tanımadığı, denemediği, bilmediği marka ve modelleri ıskalar.


3. Hiç otomobili olmadığı gibi bu konuda ciddi bir bilgisi de yoktur. Eş, dost sohbetlerinde duydukları ile fikir sahibi olduğunu sanır. Hatta yorum yapar. (En tehlileki olanlar)


4. Uzun yıllardır otomobil ve otomobil sektörüne ilgi duyar. Neredeyse her marka ve modeli yakından takip eder, deneme sürüşlerini yapar. Bir otomobili, otomobil yapan unsurları inceler. Satın almak istediği otomobil, parasının yettiği değil! İhtiyacına cevap verebilecek olandır.

Sorulmadan konuşmaz, sorulduğunda ise sorana göre, sorular sorarak cevaplar, yorum yapar.


5. Sektörde çalışan ve bu konuda her şeyi bildiğini sanan ya da öyleymiş gibi davranan, çömez elemanlardır. Satış departmanlarında sıkça rastlanır. En sevdikler sözler harflarden oluşan kısaltmalardır. ABS, ASR, EBD... vs. ama sakın sormayın bunların ne olduğunu.

25 Ağustos 2009 Salı

İngiltere'de Değerini Koruyabilen Otomobiller



Mirror News'un haberine göre İngiltere'de, alındıktan üç yıl sonra ilk günkü fiyat değerine en yakın otomobil olarak Peugeot 107 seçildi.

Üç yıl sonra satış fiyatı 8.595 £ olan Peugeot 107, değerinin % 60.9 unu korumayı başardı. Elbette bu başarıda Peugeot 107'nin yüksek yakıt verimliliğinin ve düşük vergisinin de payı var.


Bu konuda ilk 10 ise şöyle sıralandı;

1. Peugeot 107 % 60.9
2.Toyota Aygo % 60,2
3. Suzuki Swift % 59,5
4. Citroen C1 % 59.2
5. BMW Mini % 58,9
6. Ferrari F430 % 58
7. VW Fox % 57,8%
8. Honda Jazz % 57
9. VW Eos % 56,3
10. Ford S-MAX % 56,1

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Sevimli Honda İfadeleri

Hazırladığım bu sevimli ifadeleri daha önce forum üyelerimizle paylaşmıştım. Şimdi "Vitrin" forumu altında yayınlayarak üyemiz olmayan ama Honda Jazz sevenlerle de paylaşıyorum.


























Hazırladığım ifadelerin tamamını görmek için [Tıklayın]

21 Ağustos 2009 Cuma

Japon Markaları Ekonomik Krize Rağmen Üstün

Japon markaları üstünlüklerini bir kez daha kanıtladılar. Amerika'da Temmuz ayında yeni araç satışı, (2002 yılından bu yana ay içinde en kötü satış performansı olmasına rağmen) bu yılın ikinci en yüksek aylık satışına ulaştı.



2009 yılının ilk yedi ayında sıfır araç satışı 366.247 araç ile geçen yılki satış rakamının 274.584 adet altında kaldı. Bu da sektörde % 25 küçülme demek.



Bu ekonomik küçülmeye rağmen Japon markaları üstünlüklerini, satış adetleri ile pekiştirmeyi bildiler.

20 Ağustos 2009 Perşembe

Lastik Aşınma Sebepleri

Lastiğin Düzensiz Aşınması

Lastik tabanının yere temas ettiği alanda yük dağılımının her bir mm² de eşit olmamasından dolayı yükü fazla taşıyan bölge/bölgelerin erken aşınmasıdır.

Lastiğin düzensiz aşınma tipleri ve sebepleri:

A- Tabanda tek bir bölgede düzensiz aşınma.

Panik fren sonucu, tekerleğin bloke olması ve frenlemenin tek bir bölgede gerçekleşmesi veya depolama-park esnasında lastiğin ısı, yağ, solvent…gibi maddelerle uzun süreli fiziki teması neticesinde temas eden bölgedeki kauçuk karışımının özelliğini yitirmesi.


B- Tabanda birkaç bölgede düzensiz aşınma

Rulmanlarda boşluk var. Arka aksa takılı olan bu lastiklerin çalıştığı yerde amortisörler, süspansiyon sisteminde aşırı yıpranma var. Standart bir lastiğin yarış amaçlı (Rally) kullanılması. Aracın periyodik bakımlarının zamanında yaptırılmaması.


C- Taban merkezinde düzensiz aşınma (çevresel)

Lastik; yapılan işe uygun şişirme basıncının çok üzerinde bir değerdeki basınçta uzun süre kullanılırsa, taban orta bölgesi erken aşınır. Lastiğin yere temas eden alanında yük ve basınç eşit dağılmaz. Taban orta bölgesi omuzlara oranla daha fazla yük taşıyarak, diğer bölgelere göre daha fazla zolanır ve erken/hızlı aşınır. Daima yapılan iş ve çalışılan güzergaha göre lastik şişirme basınçları ayarlanmalıdır.


D- Tabanda iki omuzda düzensiz aşınma (çevresel)

Lastik; yapılan işe uygun şişirme basıncının çok altında bir değerdeki basınçta uzun süre kullanılırsa, iki omuz erken aşınır. Lastiğin yere temas eden alanında yük ve basınç eşit dağılmaz. Omuzlar, taban orta bölgesine oranla daha fazla yük taşıyarak diğer bölgelere göre daha fazla zorlanır ve erken/hızlı aşınır. Daima yapılan iş ve çalışılan güzergaha göre lastik şişirme basınçları ayarlanmalıdır.


E- Tabanda tek omuzda düzensiz aşınma (çevresel)

E-1 Araç üreticisi firma toleransları dışında Kamber açısı (pozitif veya negatif). Aşınma; bir omuzdan diğerine doğru azalır ve lastik yüzeyi pürüzsüzdür.

E-2 Araç üreticisi firma toleransları dışında Toe açısı/rot (iç vaya dış). Aşınma; bir omuzdan diğerine doğru azalır ve lastik yüzeyi testere dişi gibi eli tırmalar.


Dikkat Edilmesi Gerekenler;

  • Kırılmış veya aşırı deforme olmuş jantları düzelterek, kaynak yaptırarak kullanmayın.
  • Manometresi (basınçölçer/hava saati) olmayan bir hortumla lastiğe hava basmayın.
  • Lastiği şişirirken üzerine eğilmeyin, oturup sigara içmeyin. üzerine oturmayın.
  • Merkezleme çizgisinden tam oturmadığı görülen bir lastiği aşırı şişirmeye çalışarak topukları kasıntılı oturmaya zorlamayın.
  • Isınmış lastiğin şişirme basıncı kontrol edilmez; azaltmak veya ayarlamak hatadır.
  • Supap kapaklarına gereken önemi verin ve sürekli kontrol edin. (Kapak yoksa; sübap bünyesine toz, toprak, nem girerek supap iğnesini/yayını paslandırır. Farkedilmezse iç basıncı düşen lastik sürüş emniyetini tehlikeye sokar. Mümkünse içi lastik contalı metal supap kapağı kullanın).
  • Yazın uzun süreli kullanımlarda lastik şişirme basınçlarınızı (eğer araç üreticisi firma farklı öneride bulunmuyorsa) %10 oranında artırın.
  • Aracın periyodik bakımlarını düzenli olarak yaptırın.
  • Diş derinliği 1.6mm’ye inmiş lastiklerinizi mutlaka yenileyin.
  • Lastiklerinizin yerlerini düzenli olarak değiştirin -rotasyon yaptırın- (eğer araç üreticisi firma farklı öneride bulunmuyorsa).

Lastik Bakım Süreleri:

  • Şişirme basınç kontrolü: 15 günde bir (varsa yedek lastik dahil)
  • Lastik geometrisi ön/arka düzen (rot) : 10.000 km’de
  • Balans: Direksiyonda titreşim hissedildiğinde
  • Yer değiştirme: 10.000 km’de

Sadece ön tekerlekleri ayarlamak yeterli değildir! Önlerdeki aşınmanın en önemli nedeni arka aksdaki ayarsızlıklardır.

Kia Venga ile Honda Jazz'a Rakip Olmaya Çalışıyor

Kia'nın B segmentindeki yeni modelinin tanıtımı önümüzdeki ay Frankfurt Otomobil Fuarında yapılacak. Avrupa'da 2010 yılında satışa sunulması beklenen "Venga" 1400 cc ve 1600 cc olmak üzere iki motor seçeneğiyle tüketiciyle buluşacak.

14 Ağustos 2009 Cuma

Büyük Köpekleri Olanlar İçin Küçük Araba Önerileri


İki tane büyük Labrodor cinsi köpeği olan biri sormuş.

"Bana en uygun olabilecek otomobil modelleri hangileri?"

www.telegraph.co.uk yazarı ise yanıtlamış.

"Ford Fusion, Honda Jazz, Nissan Note ve Peugeot 207SW bir göz atın."


Bence Honda Jazz 399 lt bagaj hacmiyle en iyi seçenek.
Wink

13 Ağustos 2009 Perşembe

Honda Jazz Ağustos 2009 Fiyatları

Joy+ Düz Vites - 31,500.-TL
Joy+ I-Shift - 33,500.-TL
Fun+ Düz Vites - 34,500.-TL
Fun+ I-Shift - 36,500.-TL


Yeni satış fiyatlarını görünce... Hiç yorum yapasım kalmadı.Hmmm Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Burayı [tıklayarak] ankete katılabilirsiniz ya da [yorum] yazabilirsiniz.

Honda Jazz'ın Disk Fren Sistemi Nasıl Çalışır

Bir otomobilin hiç şüphesiz en önemli bölümlerinden biri fren sistemidir. Bir otomobilde fren sistemi ne kadar güçlü ve etkiliyse o araç da o kadar güvenlidir diyebiliriz. Günümüzün bütün modern otomobillerinde ve elbette Jazzlarımız da Wink disk fren sistemi kullanılır.

Fren pedalına bastığınızda sistemdeki hidrolik sıvının yerini değiştirmiş olursunuz, bu değişim fren disklerine bir piston yardımıyla iletildiğinde araç disk üzerindeki sürtünme kuvvetinin etkisiyle yavaşlamaya başlar. Ne kadar fazla güç uygularsanız disk o kadar baskıya maruz kalır ve tekerleğin dönüş hızı yavaşlar. Disk frenler birçok arabada önde yer alır fakat günümüzde dört tekerlekte de bu tip frenler kullanılmaya başlanmıştır. Disk frenlerin asıl önemli olduğu yer ön taraftır. Çünkü frenleme en iyi ön tekerlekler vasıtasıyla yapılır. Bunu şöyle açıklayabiliriz, hareket eden bir nesneyi yavaşlatmaya başladığımızda eylemsizlik prensibine göre kütle hareketini devam ettirmek ister. Eğer siz bu harekete izin vermezseniz, nesnenin ağırlık merkezi öne kayar. Nasıl araba içinde otururken fren yapıldığında istemsiz olarak ileri doğru bir hareket yapıyorsak, aynı şekilde araç da öne doğru eğilim yapar. Bu eğilimi ve ön kısma yaklaşan ağırlık merkezini durdurmanın en etkili yolu da ön tekerleklerin durdurulmasıdır. Fren esnasında aracın arka tekerleklerinin yerle olan teması ve üzerine binen yük miktarı azalacağından frenleme konusunda pek etkili olamazlar. Fakat eğer geri geri giderken fren yaparsak, o zaman da asıl yük arka frenlere binecek ve arka frenler daha etkili olacaktır.



Disk frenler üstte göründüğü üzere kaliper, piston, balatalar, disk ve bağlantı noktalarından oluşur. Fren pedalına bastığımızda sistemdeki hidrolik sıvıyı boruya iteriz. Sıvıların sıkıştıralamaz oluşu ve bulundukları kabın her noktasına aynı basıncı uygulamaları prensibinden yararlanılarak, boru içerisindeki sıvı ince bir geçitten kaliperlerin arasındaki balata pistonuna iletilir. Ayağınızla fren pedalına uyguladığınız 2kg’lık bir kuvvet ile, daracık kesitli olan kanal ağzından sıvının pistona genişleyerek iletilmesini sağlar ve bunun neticesinde 2 tonluk bir basınç oluşturabilirsiniz. Çünkü uygulanan kuvvet cidarı piston üzerinde çok daha geniştir ve sıvılar üzerine uygulanan basıncı her noktaya eşit ilettiğinden kat be kat fazla bir kuvvet ile piston yer değiştirmeye zorlanır. Pistonun ucunda ve diskin arka tarafında bulunan balatalar ile disk sanki mengene ile sıkılıyormuş gibi basınca maruz kalır. Bu disk balataların arasında tekerlekle beraber dönmekte olduğundan frenleme ile birlikte inanılmaz bir sürtünme ve buna bağlı ısı enerjisi oluşur. Bu sürtünme o kadar büyüktür ki, disk tamamen ateş kırmızısı haline bile gelebilir.

Sonuç olarak frenler aracın hareketiyle oluşan kinetik enerjiyi sönümleyerek ısı enerjisine çevirir. Bunu yaparken sürtünmeyle oluşan yüksek ısının hızlı şekilde disklerden ve balatalardan atılması gerekir. Bunu kolaylaştırmak için de ısı transfer katsayısı yüksek malzemelerden disk üretmek ve kaliperlere hava kanalları yerleştirmek en çok kullanılan yöntemlerdir.


Unutmayınız!

Tükettiğiniz benzinin hareket enerjisi yerine, ısı enerjisine dönüşerek yok olmaması için; Gaz pedalını iyi kullanarak, fren pedalına düşecek işi en aza indirebiliriz.

11 Ağustos 2009 Salı

Freed

Honda'nın dünya çapında başarı kazanan modeli Jazz'ın temeline oturtulan yeni MPV modeli "Freed" tanıtıldı. 2-2-3 oturma düzeni olan Freed 1.5 litre SOHC i-VTEC motora sahip.


Detaylar için; [TIKLAYIN]



Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

7 Ağustos 2009 Cuma

Oyun Oyna Honda Jazz Kazan

Oyun oynayıp Honda Jazz 1.4 ES kazanabilirsiniz. Ancak kazanacağınız Jazz, sağdan direksiyonlu. Benim için sorun değil diyorsanız buyurun oyuna. Tongue

[TIKLAYIN]


Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

6 Ağustos 2009 Perşembe

Jazz'da Kaç Oktan Benzin Kullanılmalı?


Jazzlarımızın, fabrika önerisi olan yakıt türü 95 oktan kurşunsuz benzindir. Bu yakıtın kullanılması ile, motor zaten bu yakıta göre üretilmiş olduğundan maksimum performans elde edilir. Yüksek oktanlı yakıtların kullanım alanları farklıdır. Yüksek oktanlı yakıtlar yüksek sıkıştırma oranlı motorlar için üretilirler. Bu tipteki motorlar da zaten yüksek oktana göre üretilmiş olduklarından üretici tavsiyeleri de o yönde olur. Düşük oktan tavsiye edilmiş bir motorda yüksek oktanlı bir benzinin kullanılmasıyla performans artışı olmaz, aksine kayıplar oluşmaya başlar. Bunun sebebi yüksek oktanlı benzinlerin erken ateşleme veya motor hareketinin maksimum veya kullanım ortamındayken sıkıştırılma anında erken ateşlemesine neden olmasıdır. Başka bir anlatımla kendi kendine yanma ve vuruntu yapma özellikleri uç noktalarda olan yakıtlardır ki düşük oktan tavsiye edilen motorlara uygulandıklarında rötar tabir edilen geç ateşlenme oluşumundan etkilenerek güç kayıplarına neden olabilirler.


Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

Egzoz Emisyon Muayenesi ve Periyodları Hakkında

Binek Araçlar:
Trafiğe çıkış tarihinden itibaren ilk 3 yaş sonunda ve 10 yaşına kadar her 2 yılda bir , 10 yaşından sonra her yıl yaptırılmalıdır.

Ticari Araçlar:
Trafiğe çıkış tarihinden itibaren ilk 1 yaş sonunda ve devamında her yıl yaptırılmalıdır.

Egzoz Emisyon Muayenesi Nedir?
Trafikte seyreden araçların egzoz gazlarının neden olduğu hava kirliliğinin zararlı etkilerinden çevreyi korumak amacıyla, egzoz gazı kirleticilerinin azaltılmasını sağlamak için yapılan ölçümlerdir.

Egzoz Emisyon Muayenesi İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

Egzoz emisyon ölçümünü ilk defa yapacak araçlar için sadece ruhsatla gelinmesi yeterlidir. Araç sahibi egzoz emisyon ölçümünü belgeleyemiyorsa, bir önceki döneme ait egzoz emisyon ölçüm bedelini yasal gecikme faizi ile birlikte ödedikten sonra içinde bulunulan yıla ait egzoz emisyon ölçümünü yaptırabilir.

Egzoz emisyon ölçüm işlemi sonucu sınır değerlere uygun çıkmayan araç sahibi, aracının gerekli bakımını ve egzoz emisyon ölçümünü bir ay içerisinde yaptırmakla yükümlüdür.

Egzoz Emisyon Muayenesi Yaptırmazsanız Ne Olur?
Egzoz emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt sahiplerine 539.-TL ceza uygulanır.

Yönetmelikte Belirlenen Standartlara Aykırı Emisyona Sebep Olduğu Belirlenen Motorlu Taşıt Sahiplerine Ne Olur?
Bu araç sahiplerine 1.078.-TL idari para cezası uygulanır.

Egsoz Muayene Ücreti Ne Kadardır?
2009 yılı egzoz emisyon ölçüm bedeli 21.-TL dir.



Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

4 Ağustos 2009 Salı

Kaza Tespit Tutanağı'nın Dolduruluşu ve Sonraki İşlemler

Kaza Tespit Tutanağı'nın nasıl doldurulacağı ve sonraki işlemler hakkında bilgilenmek için TRAMER tarafından hazırlanan oldukça yararlı bir çalışma.

[İzlemek İçin Tıklayın]



Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

Araç kullanırken mesaj yazmak faciaya davet!

Virginia Tech Ulaştırma Enstitüsü, araç kullanırken mesaj yazanların kaza yapma olasılığının, normal şartlara göre 23 kat daha büyük olduğunu keşfetti.

Araç kullanırken mesaj yazmak tehlikeli bir iş. Ancak sürücüler tehlikeyi pek umursamadan araç kullanırken mesaj yazmayı sürdürüyor. Yeni yayınlanan bu araştırma ise araç kullanırken cep telefonuyla mesaj yazmanın tehlikelerini gözler önüne seriyor.

Bu araştırmayı yürütmek için araçlara kameralar yerleştiren araştırmacılar, sürücüleri toplam 10 milyon kilometre boyunca takip etmişler. Sürücü davranışlarını takip eden araştırmacılar, sürücünün mesaj yazmak için gözünü yoldan ayırmasının kaza riskini inanılmaz arttırdığını gözlemledi.

Kazalarda veya kazayı çok yakın atlatma durumlarında sürücülerin kısa mesaj yazarken ortalama 4.6 saniye gözlerini yoldan ayırmasının, saatte 90 kilometre hızda bir futbol sahası uzunluğunda yol kat etmeye yettiğini ölçtüler.


Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

14 Temmuz 2009 Salı

2010 Sonunda Hibrid Jazz Geliyor

Honda CR-Z Coupe Hibrid'in Şubat 2010 da Japonya'da satışına başlanması ve 2010 yılı sonunda da Jazz'ın hibrid modellerinin satışa sunulması planlanıyor.


Bu modellerin Avrupa'da satışı ise 2011 yılını bulabilir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde Honda'nın bu konuda büyük atılımlar yapması bekleniyor.





Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

Honda Jazz Japonya'da Satış Kralı

2008 yılında Japonya'da en çok satılan otomobil olan Jazz, 2009 yılı ilk yarısında da bu birinciliğini korudu.

Japonya'da satılan otomatik Jazzların CVT olduğunu hatırlatmakta fayda var.



2001 yılında satışına başlanan Jazz bugüne kadar 2 milyonun üzerinde satarak muhteşem bir küresel başarı elde etti.

2008 sonunda yenilenen Jazz'ın otomatik şanzımanlı modeli, ilk tanıtıldığı günden bugüne kadar Japonya'da CVT gibi üst düzeyde konfor sunan bir sistemle üretilmeye devam ediliyor. Türkiye'de satılan otomatik Jazzlarda ise yeni kasayla birlikte yarı otomatik bir sistem olan i-Shift kullanılmaya başlandı.

Jazz'ın Japonya'daki satış başarısında otomatik şanzıman olarak CVT kulanılmasının büyük payı olduğunu vurgulamakta yarar var.


Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

2 Temmuz 2009 Perşembe

28 Haziran Ankara Buluşması Gerçekleşti

28 Haziran'da, Ankara, Burdur ve Mersin'den gelen Honda Jazz Organizasyonu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen "Haziran Ankara Buluşması" ardında tadına doyumsuz saatler bıraktı.









Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.

Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

24 Haziran 2009 Çarşamba

Honda Jazz'ı Paslanmadan ve Boya Matlaşmasından Korumak

Paslanmanın en önemli nedeni nem (rutubet) ve bu süreci hızlandıran bir diğer unsur da tuzdur.

İstanbul, İzmir, Antalya, Trabzon...vb gibi nemi ve havadaki tuz oranı yüksek illerde yaşayanlar, Ankara, Afyon...vb nemi ve tuz oranı düşük illerde yaşayanlara göre otomobilleri pas riskine doğal olarak daha yüksek oranda maruz kalırlar.

Fabrika çıkışlarında otomobillerimiz pas oluşumuna önlem alınmış yani yalıtılmışlardır. Ancak kullanım sürecinde yol üzerinden sıçrayan taşların oluşturduğu darbelerle, küçük çizik ve yuruklarla bu yalıtım bozulabilir. Gözle görülemeyecek büyüklükte dahi olsa, zamanla havadaki doğal aşındırıcılar ve kış aylarında buzlanmaya karşı kullanılan tuz veya üre de bu bozulan yalıtımı daha da büyütebilir. Paslı bir yer görüyorsanız durum ciddi demektir çünkü pas, buzdağına benzer yani görünmeyen pas, görünenden daha büyüktür ve boyanın altında bir kanser gibi yayılmıştır. Önlem alınmadığı durumlarda pastan kurtulmak mümkün olamayacağı için paslanmış metal yenisiyle değiştirilir ya da ek yapılır.

Paslanmaya karşı yapabileceklerimiz;

- Otomobilimizin su tahliye kanallarının açık olmasına dikkat etmeliyiz, (Özellikle kapı altında bulunanlar.)

- Aracımızın alt kısmını periyodik olarak yıkatmalıyız,

- Aracımızı yıkadıktan sonra kapı altları, çamurluk içleri, çamurluk kenarları, bagaj olukları, motor bölümü, marşpiye profillerinin içleri, taşıyıcı sistem profil içleri ile kapı direkleri gibi hassas bölümlerinin iyice temizlendiğinden ve kurulandığından emin olmalıyız,

- Aracınızın kaportasında paslanmaya yol açabilecek küçük vurukları, çizikleri zaman kaybetmeden dış etkenlere karşı korumak için mutlaka rötuşlayarak kapatmalıyız.


Boya matlaşmaları da pas kadar can sıkan ve otomobilimizin değerini kaybetmesine neden olan bir diğer nedendir.


Fabrika çıkışlarında gıcır gıcır olan boyalar kısa sürede o ilk günkü parlaklıklarını kaybedebilir, kalıcı olarak zarar görebilir.

Matlaşmaya karşı yapabileceklerimiz;

- İlk günden boyasını korumaya başlamalıyız, (Cila)

- Periyodik olarak cila işlemi uygulamalıyız, (Yılda en az 2 defa)

- Daima temiz bir süngerle yıkamalıyız,

- Yıkama sırasında otomobil yıkamak için özel olarak üretilmiş şampuanlar kullanmalıyız,

- Bu şampuanların otomobil üzerinde kurumasına fırsat tanımadan durulama işlemine geçmeli ve iyice durulamalıyız,

- Her zaman yıkamaya tepesinden başlayıp, lastiklerle bitirmeliyiz, (Üstten alta doğru.)

- Kurulamadan önce ıslak cila püskürtüp, boya üzerinde var olan cilanın ömrünü uzatmalıyız,

- Kurularken boyaya zarar vermeyecek, temiz ve yumuşak bir bez kullanmalıyız,

- Güneş altında ve kaporta sıcakken asla yıkamamalıyız,

- Kesinlikle sıvı deterjan, sıvı sabun kullanmamalıyız,

- Fırçasız, süngersiz yıkama olarak tanımlanan ve kimyasal püskürtülerek yapılan yıkama işlemini asla yaptırmamalıyız,

- Kışın üzerinde biriken karları fırça ile indirirken fırçanın boyaya sürünmemesine özen göstermeliyiz,

- Yazın ağaçlarda oluşan böceklerin neden olduğu reçine yağmuruna maruz kalırsak kesinlikle kurumasına meydan vermemeliyiz.

- Kaporta ıslakken üzerindeki suyu asla eski cam sileceği lastiği gibi şeylerle sıyırmamalıyız,

- Aracımızı sürekli temiz tutmalı ve branda kullanmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.



Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumunu ziyaret edebilirsiniz.


Foruma Ulaşmak İçin [Tıklayın]

4 Haziran 2009 Perşembe

Jazzcılar 28 Haziran'da Ankara'da Buluşuyor


Jazz sahipleri, Honda Jazz sevenler, bu aileye gönül verenler, 28 Haziran, Pazar günü yapılacak olan "Haziran Ankara Buluşması" etkinliğinde buluşacaklar.

Yeni üyelerle tanışılması, tanışan üyelerin özlem gidermesi, keyifli ve tadına doyumsuz bir gün geçirmek için bulunmaz fırsatlar olan organizasyonlarımızı kaçırmamanızı öneririz.

Organizasyonlara katılmak, hondajazz.org ailesiyle tanışmak, Eski ve Yeni Honda Jazz hakkında bir çok bilgi ve merak ettiklerinizin cevaplarını bulabilmek için Honda Jazz Organizasyonu forumuna üye olabilirsiniz.

Foruma Ulaşmak ve Üye Olmak İçin [Tıklayın]

3 Haziran 2009 Çarşamba

Honda Türkiye Sizleri Daha Yakından Tanımak İstiyor

Honda Türkiye sizleri daha yakından tanımak istiyor. Ankete katılan her 100. kişinin ASIMO, her 50. kişinin Honda Racing Çanta kazanma şansı var.

Acaba biz de her 200. kişiye, Honda Jazz Organizasyonu şapkası mı versek :)

Ankete katılmak için [TIKLAYIN]