Paslanmanın en önemli nedeni nem (rutubet) ve bu süreci hızlandıran bir diğer unsur da tuzdur. İstanbul, İzmir, Antalya, Trabzon...vb gibi nemi ve havadaki tuz oranı yüksek illerde yaşayanlar, Ankara, Afyon...vb nemi ve tuz oranı düşük illerde yaşayanlara göre otomobilleri pas riskine doğal olarak daha yüksek oranda maruz kalırlar. Fabrika çıkışlarında otomobillerimiz pas oluşumuna önlem alınmış yani yalıtılmışlardır. Ancak kullanım sürecinde yol üzerinden sıçrayan taşların oluşturduğu darbelerle, küçük çizik ve yuruklarla bu yalıtım bozulabilir. Gözle görülemeyecek büyüklükte dahi olsa, zamanla havadaki doğal aşındırıcılar ve kış aylarında buzlanmaya karşı kullanılan tuz veya üre de bu bozulan yalıtımı daha da büyütebilir. Paslı bir yer görüyorsanız durum ciddi demektir çünkü pas, buzdağına benzer yani görünmeyen pas, görünenden daha büyüktür ve boyanın altında bir kanser gibi yayılmıştır. Önlem alınmadığı durumlarda pastan kurtulmak mümkün olamayacağı için paslanmış metal yenisiyle değiştirilir ya da ek yapılır.
Paslanmaya karşı yapabileceklerimiz;
- Otomobilimizin su tahliye kanallarının açık olmasına dikkat etmeliyiz, (Özellikle kapı altında bulunanlar.)
- Aracınızın alt kısmını periyodik olarak yıkatmalıyız,
- Aracınızı yıkadıktan sonra kapı altları, çamurluk içleri, çamurluk kenarları, bagaj olukları, motor bölümü, marşpiye profillerinin içleri, taşıyıcı sistem profil içleri ile kapı direkleri gibi hassas bölümlerinin iyice temizlendiğinden ve kuruduğundan emin olmalıyız,
- Aracınızın kaportasında paslanmaya yol açabilecek küçük vurukları, çizikleri zaman kaybetmeden dış etkenlere karşı korumak için mutlaka rötuşlayarak gidermeliyiz.
Boya matlaşmaları da pas kadar can sıkan ve otomobilimizin değerini kaybetmesine neden olan bir diğer nedendir. Fabrika çıkışlarında gıcır gıcır olan boyalar kısa sürede o ilk günkü parlaklıklarını kaybedebilir, kalıcı olarak zarar görebilirler.
Paslanmaya karşı yapabileceklerimiz;
- Otomobilimizin su tahliye kanallarının açık olmasına dikkat etmeliyiz, (Özellikle kapı altında bulunanlar.)
- Aracınızın alt kısmını periyodik olarak yıkatmalıyız,
- Aracınızı yıkadıktan sonra kapı altları, çamurluk içleri, çamurluk kenarları, bagaj olukları, motor bölümü, marşpiye profillerinin içleri, taşıyıcı sistem profil içleri ile kapı direkleri gibi hassas bölümlerinin iyice temizlendiğinden ve kuruduğundan emin olmalıyız,
- Aracınızın kaportasında paslanmaya yol açabilecek küçük vurukları, çizikleri zaman kaybetmeden dış etkenlere karşı korumak için mutlaka rötuşlayarak gidermeliyiz.
Boya matlaşmaları da pas kadar can sıkan ve otomobilimizin değerini kaybetmesine neden olan bir diğer nedendir. Fabrika çıkışlarında gıcır gıcır olan boyalar kısa sürede o ilk günkü parlaklıklarını kaybedebilir, kalıcı olarak zarar görebilirler.
Matlaşmaya karşı yapabileceklerimiz;
- İlk günden boyasını korumaya başlamalıyız, (Cila)
- Periyodik olarak cila işlemi uygulamalıyız, (Yılda en az 2 defa)
- Daima temiz bir süngerle yıkamalıyız,
- Yıkama sırasında otomobil yıkamak için özel olarak üretilmiş şampuanlar kullanmalıyız,
- Bu şampuanların otomobil üzerinde kurumasına fırsat tanımadan durulama işlemine geçmeli ve iyice durulamalıyız,
- Her zaman yıkamaya tepesinden başlayıp, lastiklerle bitirmeliyiz, (Üstten alta doğru.)
- Kurulamadan önce ıslak cila püskürtüp, boya üzerinde var olan cilanın ömrünü uzatmalıyız,
- Kurularken boyaya zarar vermeyecek, temiz ve yumuşak bir bez kullanmalıyız, (Mikrofiber)
- Güneş altında ve kaporta sıcakken asla yıkamamalıyız,
- Kesinlikle sıvı deterjan, sıvı sabun kullanmamalıyız,
- Fırçasız, süngersiz yıkama olarak tanımlanan ve kimyasal püskürtülerek yapılan yıkama işlemini asla yaptırmamalıyız,
- Kışın üzerinde biriken karları fırça ile indirirken fırçanın boyaya sürünmemesine özen göstermeliyiz,
- Yazın ağaçlarda oluşan böceklerin neden olduğu reçine yağmuruna maruz kalırsak kesinlikle kurumasına meydan vermemeliyiz.
- Kaporta ıslakken üzerindeki suyu asla eski cam sileceği lastiği gibi şeylerle almamalıyız,
- Aracımızı sürekli temiz tutmalı ve branda kullanmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.
- İlk günden boyasını korumaya başlamalıyız, (Cila)
- Periyodik olarak cila işlemi uygulamalıyız, (Yılda en az 2 defa)
- Daima temiz bir süngerle yıkamalıyız,
- Yıkama sırasında otomobil yıkamak için özel olarak üretilmiş şampuanlar kullanmalıyız,
- Bu şampuanların otomobil üzerinde kurumasına fırsat tanımadan durulama işlemine geçmeli ve iyice durulamalıyız,
- Her zaman yıkamaya tepesinden başlayıp, lastiklerle bitirmeliyiz, (Üstten alta doğru.)
- Kurulamadan önce ıslak cila püskürtüp, boya üzerinde var olan cilanın ömrünü uzatmalıyız,
- Kurularken boyaya zarar vermeyecek, temiz ve yumuşak bir bez kullanmalıyız, (Mikrofiber)
- Güneş altında ve kaporta sıcakken asla yıkamamalıyız,
- Kesinlikle sıvı deterjan, sıvı sabun kullanmamalıyız,
- Fırçasız, süngersiz yıkama olarak tanımlanan ve kimyasal püskürtülerek yapılan yıkama işlemini asla yaptırmamalıyız,
- Kışın üzerinde biriken karları fırça ile indirirken fırçanın boyaya sürünmemesine özen göstermeliyiz,
- Yazın ağaçlarda oluşan böceklerin neden olduğu reçine yağmuruna maruz kalırsak kesinlikle kurumasına meydan vermemeliyiz.
- Kaporta ıslakken üzerindeki suyu asla eski cam sileceği lastiği gibi şeylerle almamalıyız,
- Aracımızı sürekli temiz tutmalı ve branda kullanmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.